bugün
- bir kadın nasıl tavlanır13
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz38
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek23
- kızların tipe bakmadığı gerçeği21
- sözlük kızlarının saç rengi9
- icardi190522
- düşün ki o bunu okuyor8
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi19
- çağ dışı teknolojilere özlem duymak8
- bir gavatın soyadını nick yapmak10
- mert hakan yandaş13
- nude istemeyen erkek9
- numan kurtuluş dem parti görüşmesi29
- dursun özbek gibi olsam utanırım8
- anın görüntüsü10
- iğrenç bir his tarif et35
- türkiye toplumunun ahlaksızlığa pratik zeka demesi8
- yakışıklı ama zengin erkek14
- çift maaş alan akpli bürokratların ücretlerine zam18
- en yaşlı özelliğiniz18
- hemşire kızlar nasıl oluyor24
- sözlük kızlarına yürüyen vizyonsuz9
- sözlük yazarlarının abileri11
- erkek çocuk için isim önerileri9
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks19
- aşkta yaş farkı önemli midir10
- az önce arabamdan inen tatlış kız12
- atatürk'ün hiç seçime girmeden ülkeyi yönetmesi22
- içip içip entry girmek8
- insanlar melek mi şeytan mı8
- kediye kediş köpeğe köpüş diyen kız13
- arkadaşlar falıma bi bakar mısınız8
- bik bik bu sözlüğün divasıdır19
- emar15
- 170 boyunda 70 kilo erkek9
- suriyeliler suriye'ye dönsün11
- fake hesabım için nick önerileri9
- emmanuel emenike17
- vücutçu aptal erkek vs gösterişsiz felsefi erkek15
- yazarların ruh hali9
- düz dünyacıların güneş tutulmasına bakışı12
- köpekleri aklamak için sırtlana iftira atmak10
- bik bik'i ağdacıya götürmek11
- aykolik'in boyu yaşı kilosu mesleği8
- bik bik'in yaşı boyu kilosu8
- ahirette sorulacak ilk soru8
entry'ler (421)
Bazı insanlar vücutlarında oluşan izleri sevmez. Her türlü şeyi denerler o izlerin silinmesi için. Pürüzsüz derileriyle ışıldamak isterler. izsiz, dümdüz..
Ben her zaman tenimdeki, derimdeki, kalbimdeki izleri sevmişimdir. Çünkü o iz bana o an yaşadığım anı hatırlatır.
Sen de bir izdin belki. En azından şu an sadece bir izsin. tenimdeki bir iz değilsin belki ama derindesin.
En sevdiğim izsin.
Ben her zaman tenimdeki, derimdeki, kalbimdeki izleri sevmişimdir. Çünkü o iz bana o an yaşadığım anı hatırlatır.
Sen de bir izdin belki. En azından şu an sadece bir izsin. tenimdeki bir iz değilsin belki ama derindesin.
En sevdiğim izsin.
Bazen aklım başımdan gidene kadar içip, hiçbir şeyi umursamadan, umarsızca gülümsemek. Hayatla dalga geçmek ve hiçbir şeyden utanmamak, bana çok iyi geliyor.
Bazıları aşırı mıçmıç kusasım geliyor, bazıları yarınlar yokmuşçasına her şeyi harcama peşinde. Orta yolu yok mu bunun?
Frekansa göre değişir.
işte ben.
Kime göre? Neye göre?
evde 4 kedim var ve sağlıklıyım, temizim, mutluyum. Bence evde insan beslemeyin.
Herkes her şeyi o kadar abartarak yaşıyor ki gün geçtikçe buna katlanabilme seviyem düşüyor. Tamam ya en iyi sizsiniz. En iyisi hep sizin olmalı. En doğrusunu siz bilirsiniz.
Ama yetti artık gerçekten. Siz sadece şu dünyada bir kum tanesisiniz.
Bıktım bu şuursuzluktan. Bu kadar değerli olan nereniz? Farkınız ne bir söyleyin.
Bok çukuruna düşmüşsünüz gün geçtikçe daha çok debeleniyorsunuz. Tamam kızmayın, en iyi bok sizinki.
Ama yetti artık gerçekten. Siz sadece şu dünyada bir kum tanesisiniz.
Bıktım bu şuursuzluktan. Bu kadar değerli olan nereniz? Farkınız ne bir söyleyin.
Bok çukuruna düşmüşsünüz gün geçtikçe daha çok debeleniyorsunuz. Tamam kızmayın, en iyi bok sizinki.
Belki ölmekten daha kötüdür.
Güzel ve güçlü bir zayıflık, karanlığı ışıklı bir siyahlıktan oluşan bir uçurum gibi çeker bizi, bir kere eğilip baktıktan sonra gözlerinizi almak kolay değildir.
Karanlıklara bağlanırız, ama parlak ve alevli olanlarına.
Böylesine parlak karanlıklar ise ancak ölümde, derinlikte, ihanette, yalnızlıkta bulunur.
Ve başkaları onların parlaklığına hayran olurken biz karanlığına acır ve esir düşeriz.
Onun için bağlanmak ayırır bizi diğer insanlardan.
Diğerlerinin meyveleri toplayıp yediği bir bahçede, o meyvelerin bozulmasından elde edilmiş lezzetli ve yakıcı içkileri içmenin sarhoşluğuna, o içkiyi keşfetmiş olmanın ve kalabalıklardan ayrılmanın hazzıyla bırakırız kendimizi.
“Niye bağlanırız bir insana?” Diye sorulduğunda, “içkileri meyvelerden daha çok sevdiğimiz için.” Deriz.
Karanlıklara bağlanırız, ama parlak ve alevli olanlarına.
Böylesine parlak karanlıklar ise ancak ölümde, derinlikte, ihanette, yalnızlıkta bulunur.
Ve başkaları onların parlaklığına hayran olurken biz karanlığına acır ve esir düşeriz.
Onun için bağlanmak ayırır bizi diğer insanlardan.
Diğerlerinin meyveleri toplayıp yediği bir bahçede, o meyvelerin bozulmasından elde edilmiş lezzetli ve yakıcı içkileri içmenin sarhoşluğuna, o içkiyi keşfetmiş olmanın ve kalabalıklardan ayrılmanın hazzıyla bırakırız kendimizi.
“Niye bağlanırız bir insana?” Diye sorulduğunda, “içkileri meyvelerden daha çok sevdiğimiz için.” Deriz.
Amma boş yapmışsınız.
Tabancayla havaya sıkmaları.
illüzyondur.
Birileri yazmış suç oranı düşer hede hödö bilmem ne.
Yurtdışında çoğunuzun imrendiği o çağdaş, uygar toplumlar varya hani. Hangisinde alkol yasak kıt beyinliler? Aksine çok daha ulaşılabilir ve ucuzdur.
Olay alkolde onda bunda değil asıl olay fikirlerde ve bilinçte. Olaylardan çok olgulara odaklandığınızda düşecek asıl suç oranları.
Ben ve ailemdeki çoğu insan alkol kullanır. Kimse tacizci tecavüzcü veya katil falan değil nasıl oluyor? Biraz dünya görüşünüz olsun. tam bir leşsiniz cidden. Alkol kullanmasını geçtim, insan gibi insan değilsen zaten mümkünse mağarandan çıkma, topluma faydan olsun. Hoş kime anlatıyoruz. Cahille kavga olmazmış.
Yurtdışında çoğunuzun imrendiği o çağdaş, uygar toplumlar varya hani. Hangisinde alkol yasak kıt beyinliler? Aksine çok daha ulaşılabilir ve ucuzdur.
Olay alkolde onda bunda değil asıl olay fikirlerde ve bilinçte. Olaylardan çok olgulara odaklandığınızda düşecek asıl suç oranları.
Ben ve ailemdeki çoğu insan alkol kullanır. Kimse tacizci tecavüzcü veya katil falan değil nasıl oluyor? Biraz dünya görüşünüz olsun. tam bir leşsiniz cidden. Alkol kullanmasını geçtim, insan gibi insan değilsen zaten mümkünse mağarandan çıkma, topluma faydan olsun. Hoş kime anlatıyoruz. Cahille kavga olmazmış.
Kendisi bir nesne olsaydı çöp poşeti, tuvalet terliği ne bileyim sarı bez, tuvalet fırçası, falan olurdu. Yanlışlıkla insan olmuş sanırım.
Hiçbir şey yazamadım. Asıl zoru bu.
Hayatımız tercihlerimizle şekil alıyor. Her olayda en az 2 seçenek çıkıyor önümüze. Her yaptığım tercihten sonra, tercih etmediğim seçeneği düşünüyorum. Başka bir tercih yapmış olsaydım yaşamımın olay örgüsü tamamen farklı bir şekilde kurulacaktı.
Peki hangisi doğru tercihti? Ne zaman öğrenebiliriz ki bunu. Pişman olunca mı? En büyük kumar bu.
Ve ben kaybetmeyi hiç sevmiyorum.
Peki hangisi doğru tercihti? Ne zaman öğrenebiliriz ki bunu. Pişman olunca mı? En büyük kumar bu.
Ve ben kaybetmeyi hiç sevmiyorum.
Binali bey diyor ki: geçen yıl istanbul’dan 60 bin kişi göç etti. Anadoluyu o kadar güzel yaptık ki geri dönüyorlar.
Ama bilmiyor ki binali bey, bu 60 bin insanın %85’i yurtdışına göç etti. Yazık.
Ama bilmiyor ki binali bey, bu 60 bin insanın %85’i yurtdışına göç etti. Yazık.
işsiz olup evde oturmak.
Yeni tanıştığı kişilere “sen” diye hitap edenler.
Her cümlesine bir küfür ekleyenler.
Kadınları insan değil “mal” olarak gören zavallı erkekler.
Hayvanları sevmeyen, zarar verenler.
Çocukları seks objesi olarak görebilen yaratıklar.
Bir mevkiye gelince kendilerini üstün insan görenler.
Diğer insanların kişisel alanlarına girip, bunun adını sözüm ona “özgürlük” koyanlar.
Azmış, beyni uçkuruna düşmüş yaşlı dedeler.
Çocuklarını düzgün yetiştiremeyen ebeveynler.
Herhangi umumi bir yeri kendi evi gibi kullananlar.
Yere çöp atanlar.
Okumadan, bilgi edinmeden, bir konu üzerine çok bilmişlik taslayanlar.
Çok ve boş konuşanlar.
Müslüman geçinip içinde tek bir zerre vicdan ve merhamet barındırmayanlar.
Her cümlesine bir küfür ekleyenler.
Kadınları insan değil “mal” olarak gören zavallı erkekler.
Hayvanları sevmeyen, zarar verenler.
Çocukları seks objesi olarak görebilen yaratıklar.
Bir mevkiye gelince kendilerini üstün insan görenler.
Diğer insanların kişisel alanlarına girip, bunun adını sözüm ona “özgürlük” koyanlar.
Azmış, beyni uçkuruna düşmüş yaşlı dedeler.
Çocuklarını düzgün yetiştiremeyen ebeveynler.
Herhangi umumi bir yeri kendi evi gibi kullananlar.
Yere çöp atanlar.
Okumadan, bilgi edinmeden, bir konu üzerine çok bilmişlik taslayanlar.
Çok ve boş konuşanlar.
Müslüman geçinip içinde tek bir zerre vicdan ve merhamet barındırmayanlar.